Engelsizce yaşamak istiyoruz.Hayallerimiz
de zıplayabildiğimiz kadar yükseklere, koşabildiğimiz kadar hızlıca ilerlere ,
ya da küçük bir tekne ile gidebildiğimiz kadar
uzak diyarlara, mutluluklar ülkesi nerede ise; bizler de orada yaşayıp
mutlu olmak istiyoruz. Sahi, var mı engelsizce yaşayabileceğimiz bir yer, ya da
bir ev. Bizler seçmedik hiç birini. Ve hiç birimiz istemedik eksik olarak
dünyaya gelmeyi. Sorulmadı da hiçbir zaman.Bizler sadece yaşamayı öğrendik,
öğrendiğimiz kadarıyla da hayatta kalmaya çabaladık her zaman. Oysa ki biz
engellerimizi görmezden gelmeye çalışırken , ya da bu savaşın tam ortasında
iken ; sizler mayın döşediniz etrafınıza. Yaklaşanı uçururum dercesine, acıyan
gözler üzerimizde iken gülümsemeyi dahi öğrendik bizler. Biz yaşamak için bir
engel görmedik, mutlu olmayı bildik, kalbimizin kapılarını her daim sonuna
kadar açmayı da başarabildik. Biz kalbimizin var olduğunu asla unutmadık,
sizler ; eliniz ayağınız tutuyorken dilencilik yaparken, biz elimiz olmadan
ayaklarımızı kullanmayı öğrendik ve ekmeğimizi kendimiz kazandık. Sizler ayaklarınız varken yürümekten aciz
davranıyorken, bizler protez ayaklarımızı kendi ayağımız gibi benimsemekten
kendimizi alamadık. Çünkü bizlerin seçeneği yoktu. Siz kitapları, görmezden
geliyorken, bizler dokunarak kitaptakileri yaşamaya çalıştık. Veyahut sizler
insanları duymazdan geliyorken , biz ellerimiz ile birbirimizle anlaşmaya
başladık. İşin aslı peş peşe gelen tüm zorlukların üstesinden geldik, engelli
dediniz fakat biz engel tanımadık. Bunca güzelliğe rağmen yaşamak hala güzel,
hala yürüyebiliyorsan, hala elin kalem tutabiliyorsa şükretmeyi öğrenmelisin.
İnan ki sonradan senin olan bir şeyi kaybetmek çok daha zor. Doğuştan engelli
olmak bir şekilde öyle yaşamın parçası haline geliyor. Fakat bir anda bir
kazada kaybettiğin bacağın sana yokluğun ne demek olduğunu anlatıyor. Görmeyi
çok seven gözlerinin bir anda gördüğü tek şey karanlık olduğunda psikolojik
olarak bile çöküyorsun. En sevdiğin yemekleri yerken bir anda elinin yok
olması, ve bunun gibi bir den fazlası. Engelli olmak bir suç değil. Bu şekilde
yaşamayı öğreniyoruz. Umut etmeyi öğreniyoruz , umut etmekten asla korkmuyoruz.
Her zaman yaşama sevincimiz dolup taşıyor yüreklerimizde, kalplerimizi siyaha
büründürmüyoruz. Bizler hiçbir zaman vazgeçmemeyi öğrendik bunca zaman
içerisinde, savaştık ve hala bu savaşın tam ortasındayız. Ne top var ne tüfek,
koca menzilde kaybettiklerimiz aslında bizi biz yapan özelliklerdi. Bilinemedi,
engel dendi. Bir isim kondu , çemberin dışına çıkarıldı. Halbuki çemberde
olamayanlar; bizi dışlayanlardı. Kalbi olan girebilir dedik, cesaret
edemediler. Farklı olan cazip gelmez dediler. İşin aslı biz bizi hor görenlere
her zaman fazla geldik. Engelli dediler, sineye çektik. Yarımsın dediler
görmezden geldik, hiçbir şey yapamazsın dediler; çalıştık çabaladık olmayan
ellerimizle resimleri sergilerde sergilerken hiçbir zaman utanmadık. Kekemesin
şarkı mı söyleyeceksin diye alay ettiler, şarkılarda akıllarını aldık. Kısacası
biz hayallerimiz ile başa çıkmayı başardık, düşlerimizi kurup bir köşede
bırakmadık, koşamasakta biz onları her gün kovaladık. Konuşamayan bu dilimiz,
türlü işaretlerle sohbet etmeyi öğrendi. Şimdi sadece şükrediyoruz.
Yaşayabiliyoruz, nefes alabiliyoruz. Vakit varken ,şükredin. Bir eliniz olduğuna,
konuşabildiğinize, yürüyebildiğinize, dünyanın tüm güzeliklerini görebilecek
gözlere sahip olduğunuza… Sonradan kaybedilen her şey, daha zor öğreniliyor.
Hepiniz risktesiniz, aslında bizler değiliz savaşta olan, sizlersiniz.
Şükretmekten asla vazgeçmeyin. Şuan bunu okuyan gözleriniz olduğuna şükredin
mesela. Bu kağıdı elinizde tutabildiğinize şükredin. Başkalarına okuyabildiğinize,
onların size söylediği sözcükleri duyabildiğinize şükredin. Varlığınıza
şükredin.Ve tüm nefes alan canlıları sevin. Sizler de dahil, bir gün ne
olacağını bilemezsiniz. Ve hor gördüğünüz dışladığınız , engelli dediğiniz o
insanın yanında yerinizi alabilirsiniz. Sevin ve şükürlerle yaşamasını öğrenin.Sizler,
bizlerin engellerini görüp hayata
şükrediyorsunuz. Bizler ise engellerimiz
ile yaşayabildiğimize şükrediyoruz.
Evşin kaya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder