3 Eyl 2012

Maskesiz Ruh



İnsan bazen tuhaflaşabiliyor , tuhaflaştıkça insan olabiliyor ve insan olabildikçe özüne dönme fırsatını elde ediyor. Ne kadar da içimize kapanık yaşıyoruz aslında. Farkında bile olmadan yaptığımız her davranışın içinde bir yargı her yargının içinde bir korku barındırıyoruz adeta. Hemde hiç sebep yokken belkide en önemlisi kendimizden korkumuzdur. Kim bilebilir. Kimse bilemiyor ne yazık ki , hiç bir zaman bir diğer insana saf benliğimizin inci tanelerini göstermiyoruz eteğimizdeki incilerin dökülmesi korkusundan . Ve hiç bir zaman dürüst olamıyoruz yargılanma korkusundan. İnsanlar yargılarını belli bir sıralamaya koyuyor , kendi kurallarını belirleyip sınırlarını kırmızı asitat kalemi ile çiziyorlar , ve kendi koyduğu sınırlara ise hiç bir zaman uymuyorlar. Oysaki bir insan özgürdür ! Elbette ki özgürdür, kendi sınırlarını çizip o sınırların içindeki sınırsızlıklarda dolaşmak varken sadece sınırın dışına çıkmama çabası neden ? Nedenini bile bilmediğimiz kurallar koyuyoruz kendi benliğimizi kaybetmek pahasına bile olsa sahte kişiliklere bürünüp insanlara kendimizi öyle sevdiriyoruz. Bir kez olsun kendimiz çıkabilseydik belki deneyip görebilecektik. Fakat ne yazık ki dışlanma korkusu ise hepsinden daha baskın geliyor. Türlü türlü insanlarla karşılaşıyoruz her gün , hepsinin görüntüsü farklı , ses tınısı farklı ve hal hareketleri tamamen farklı. Biz bu insanları dışlamıyoruz çünkü onlarında kim olduğunu bilmiyoruz. Söylediğim gibi kimin ne olduğunu asla da bilemeyeceğiz. İçimizdeki dışlanma , kötü insan muamelesini bir kez olsun yenebilirsek eğer, kendi kabuğumuzu kırıp tüm gerçekleri dökebiliriz ortaya. Ve tüm gerçeklik kendi kişiliğimizde saklı. Bir insanı tanımak demek kişiliğinin nasıl olduğunu bir teste tabii tutarak anlamak değil. Ruhunun temizliğini saflığını görebilmek hissedebilmektir asıl gerçeklik. Kendi kişiliğimizde olduğumuz zaman dışlanacaksak eğer , yada dışlanıyorsak eğer bir yerde bir yanlış yapmıyoruz elbette. Yaptığımız tek şey gerçeklerin kime göre gerçek olduğunu kavrayabilmemizle alakalı. Ve sizler, kendi kabuğunuzu kırın, insanların sizi nasıl gördüğünü umursamayın , sadece ve sadece kendiniz olun. Sahte bir kişiliği benimseyerek yaşamak kendi özünü çıkarmaktan daha kolay değildir. Binlerce çeşit maske takabilirsiniz ama bakışlarınızdaki asıl güzellik ve saflık taktığınız maskenin ardından her zaman gözükecektir. Tabii ki görmek isteyen bunu görecektir. Sıradan insan olmaya çalışmayın , kendiniz neyseniz onu gösterin , incileriniz dökülmeyecek , kimse size küfürler savurmayacak , kimse sizi toplumdan da dışlamayacak. Siz kendinizi sevmediğiniz her an insanlar sizden nefret edecek . Bunun için kendinizi sevmeye başlayın biran önce. Ben size kendinizi sevmeniz için nutuklar çeksem de nafile siz kendinizi sevmedikten sonra bunun hiç bir anlamı olmayacaktır. Siz maskelerin ardına saklanan kişiliksiz insanlardan olmayın , ruhunu şeffaf bir yüzeyin ardından korkmadan cesurca ve ne pahasına olursa olsun kişiliğinden ödün vermeyen kendisini seven ve her daim gelişime açık tutan bir insan olun. Böylelikle maskeler her zaman maske kalacak. O maske asla siz olamayacak.

YAZAR : EVŞİN KAYA

Hiç yorum yok: