Sırlar perdesini aralar gibi aralıyordu tüm gerçekleri en çıplak haliyle , bu gizemli hayat.Bilinmeyenlerin sahteliği kadar , bilinenlerin gerçekliği kadar yaşatıyordu en çok
Her zaman da cömert davranışlarını asla esirgemiyordu insanlardan.İyi davranırsan melek oluyor , kötü davranırsan cehnnemdeki zebaniyi andıracak kadar kötü de davranabiliyordu.
Hiç bir zaman gerçek olamadık hayalimizdeki insanın gerçekliği kadar. Oysa ki onu olacağımıza inanıyorduk hep , küçüklüğümüzde kurduğumuz hayaller de sadece bunun üzerineydi halbuki. Karakterimiz, ruhumuzun derinliklerine işliyordu bir bir. Hayalimizde ki insanı da esirgemiyorduk yaşamımızdan vede davranışlarımızdan. En çokta bundan oluyordu karaktersiz oluşlarımız. Yada karakterimizin hiç bir zaman tam bir şekilde oturamıyor oluşu. Kafamızın içinde mükemmelik abidesi bir insan yatıyorken bulunduğumuz durumdan memnun olmayı da hiç bir vakit gerçekleştiremedik. İçimizde ki insanı ya dışarı çıkarmalıydık yada kendimiz ile yüzleşmekten başka şansı tanımamalıydık aynadaki görünen varlığa.Ve bunu da beceremedik , ya hep ya hiç demek zor geldi çoğu zaman. Yaptığımız tek şey ise iki farklı insanı bir zihinde birleştirmekten başka bir şey olmadı.Aslında bunun iyi ve kötü olayından hiç bir farkıda yoktu. bu iki kavramı da içimizde barındırıyor ve canımız nasıl isterse , hangisine o anı yakın bulursak onu savuruyorduk insanlara.Bu yüzden tanıyamadı hiç bir insan , tam anlamıyla. birine iyi bir ötekine kötü davranan iki insanın bir araya gelmesi kadar da saçma birşeydi aslında. Belki bir teraziye koyup tartmalıyız ne olacağımız , nasıl davranacağımız konusunda bir teste tutmalıyız kendimizi. Böylece yanardönerlikten kurtulup sabit bir insan modeline bürünebiliriz hiç yoktan daha iyi bir konuma geleceğimiz ise şüphesiz açık bu durumda..
YAZAN: EVŞİN KAYA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder